
Prof. Dr Uğur Kaynak hocamıza saygıyla… “Sayın Uğur hocam… Teşekkür ederim. Sevgi ve saygılarımla.”
Prof. Dr. Uğur Kaynak hocamız…
Sayın Uğur hocam… Değerli görüş ve bilgilerinizi paylaşımınız için teşekkür ederim. Aklınıza, emeklerinize sağlık. Sevgi ve saygılarımla.
Yıllardır engin, derya bilgileriyle bizleri aydınlatan, öğreten, anlamımızı sağlayan, bizleri bilgiye ulaştıran, davranışlarıyla örnek olan sevgili, saygıdeğer Uğur hocam için yazdığım bu anlatım az bile kalır.
19 Temmuz yaklaştımı benim hüzün, özlem ve karışık duygulanımlar çalkalanır içimde. Ablaannem dediğim Birsen ablacığımın yeniden doğuşa yol aldığı gündür 19 Temmuz. “Giden gelmiyor, acep nedendir”. Bu Yemen türküsü neyi anlatıyor biliyor olsak da kendimize göre uyarlarız, yitenlerin ardından. İşte bu duygu yoğunluğundaydım… Başka zamanda aklımda değil miydi? Kuşkusuz aklımdaydı ve otuziki yıl geçtiğinin bilincinde hâlâ aralarda ona danışan yine bendim. Soruyorsun, o ne düşünürdü, ne yapardı bu durumda diye gidersin oralara… Böylesi.
Ben 19 Temmuz anılarımda dolanırken önüme düşen bir haberle şöyle bir durdum… Okuyorum ve “Allah’ım” diyorum, bir daha okuyorum. Değerli Uğur hocam da yeniden doğuşa yol almış… Ayrı senelerde, aynı gün ve yeniden doğuşa yol alan iki sevgili can.
Siz ağladığınızın farkında değilsinizdir, yüzünüzde ıslaklık hisseder ve silme ihtiyacı duyarsınız… İşte onlar sessizce akan gözyaşlarınızdır. Olur mu size de?
Okurken haberi anlamadım, anlayamadım. Günlerdir yaşadığımın, birleşince istemsiz dökülenleriydi onlar.
Buradayız, ayaktayız, sürüyor hayat… Aldığı darbelerle, acılarla bile olsa.
Ablaannem kökten, Uğur hocam bilgelikle… Varlığınızla, izinizle hep bizimle olacaksınız.
Uğur hocamı yazılarıyla bir sitede tanıdım. Sorular soruyorlardı, kendisi görüş ve bilgilerinin eşliğinde bilgilendiriyordu. Biz de 99 depremini yaşamıştık, bildiğim okulda öğretilenlerdi yani yetersiz bilgiler. “Fay” benim için bir temizlik maddesiydi. İşte benim gibi bir alaylının dahi anlayabileceği seviyede açıklamalarıyla anlattı değerli hocam. Bilgi sahibi etti bizleri. Onlarca ve hatta yüzlerce hatalı dahi olsa sorularımı anlaşılır boyuta getirerek bilgi vermeyi yüksünmeden sürdürdü.
Geçmiş zaman kipi kullandığımda işte bu nedenle acıtıyor… Değerli hocamdan hep “hakkını, emeklerini helâl etmesini isterdim” ve kendileri bana “kadirşinas öğrencim” derdi. Son günleriymiş meğer yine de bilgilendirmeyi hep sürdürdü, değerli hocamız. Bu anlattıklarım değerli bir bilgenin ışığını saçmasıdır, kalıcılığını aktarmasıdır, dünyada var olmasının temelidir.
Bilgisayarımda notları, bilgilendirmeleri, makaleleri, haritaları dolu dolu duruyor. Bir deprem olduğunda hemen bilgilendirmelerine bakar, aklımda toparlamaya çalışır ve yine hocama sorardım. Hiç yüksünmeden anlatırdı, yeniden ve yeniden. Her konuda derin, derya bilgisiyle aydınlatmayı sürdürdü bizleri. Cern’de deney yapıldığında sıfır bilgiyle anlamaya çalışan bizlere, anlaşılır kıldı o deneyi. Higgs Bozonları…”Onlar da neymiş?” dedim. Meğer neler varmış, öğrendim.
Dalma Batma Zonlarının farklılığını da öğrendik. Gravitasyon, hortz, El Nino, La Nina, Haarp gibi ne olduğuna öylece bakacağımız bir dolu terimleri en ince ayrıntılarına dek bilgilendirdi değerli hocamız… Öyle ki okurken gözümün önünde canlanırdı sözcükler ve hemen anlardım. Yalnızca bilgi değil, bakış kazandırdınız bizlere.
Tevazunuzla bizlere sınıf atlattınız değerli hocam. Işık olup aydınlattınız zihinlerimizi. Ben bunu sürekli olarak hocamıza belirttim ve üzerimizdeki haklarını dile getirdim değerli hocamıza. Bu nedenle yazım bir vedâ değil yalnızca… Bu bir şükran yazısı. Bir tanıklık.
Bir ışık daha yükseldi gökyüzüne… Yıldız gibi parlayacak ve ışığını oradan gönderecek artık.
Hep dediğimi yineleyeceğim… İyi ki sizi tanıdım değerli hocam, bu benim için bir övünç, bir armağandır.
Sayın Uğur hocam… Teşekkür ederim. Sevgi ve saygılarımla.