Söz verdim kendime…
Ne sözler verdim de gerçekleştiremedim… Hele bu yazma konusunda. Bir an aklımda uçuşup, “yazayım hemen” dediklerim ve o an başka durumların oluşması nedeniyle yazılamayanlar ya da “dur bir kez daha düşüneyim” diye geçiştirdiklerim…
Geçenlerde bir mesaj geldi Tumblr’dan… Baktım “beğeni” olmuş yazdıklarımdan birkaçına. Dönüp okudum hemen. Çok eski yazdıklarımdan… Yeniden okuyunca, hoşuma gitti doğal olarak, beni yansıtıyor. Yeniden yazmaya başlamalıyım dedim ki bunu “kış günleri geliyor, yazarak içimi dökeyim ben, iyi olur”… Bunu düşünmüş, içimden geçirmiştim zaten ve yazılı olarak gündeme gelmiş oldu Facebook ve Instagram hesaplarımda.
“Yeni yaşım hoş geldin” paylaşımları da yaptım. Evet! Ben bir yıl daha bitirdim, yeni yaşıma girdim. Çok şükür!!! Sağlık ve huzurla yeni yaşlarımı diliyorum kendime. Kaç gün kutladık bu yaşımı bir bilseniz… Arkadaşlarımla bir gün önce, gününde oğumun biri ve eşiyle, gününden sonra öteki oğlum ve ailesinin de gelmesiyle birlikte tüm aile yeniden… Dedim ben “68 gün 68 gece kutlayacağım” 🙂
Geçti günler, kaldık yine bir başımıza… Doğumdan ölüme dek “şükür” demeyi, “teşekkür” etmeyi bırakmayacağız. Benden yana bu böyle…
Yazacağım ya; laptopumun ya şarjı bittiyse diye şarj edilmesi gerçekleştirildi, masam zaten düzgün, filtre kahve hazırlandı, tütsümü yaktım (sandal), CD çalarda Vivaldi, açtım boş sayfamı… Başlık attım, verdiğim sözü gerçekleştireceğim… Eeee!!!! Buraya dek özetimi geçtim de sonrası?
Yazdıklarıma şöyle bir göz attığımda “ne yangınlar biriktirmişim çocukluğuma dair, ne dertlenmişim yazılarıma döktüğüm, dönüp dönüp aynı konuları kurcalamışım da kurcalamışım”… Onlarca kişisel gelişim kitapları, kendime uyguladığım ve hatta başkalarına sürekli söylediğim “at kafandan” olmamış, yaptığın onlarca meditasyon çalışmaları, hepsi hepsi yapmaya ve uygulamaya “çabaladığın” olarak yarı yolda kalmış. Kolay değil çünkü oralarda kalmıyor, yaşadığın sürece yine ve yine oluşuyor benzer başkalıklar. Yarı yolda bırakmadan, devam… Yoksa sen kalacaksın yarı yolda… İçindeki suskunluklarda kaybolmacasına.
Burası benim paylaşım yerim…
Havanın kasveti midir bilemedim? Arkama yaslandığımda akıp gidenler, gökyüzündeki koyu gri bulut kapsamından da öte. Bazı kez o aralıklardaki mavilikler de yakalanamayabiliniyor… Ne uzun ve iç karartıcı bir sözcük oldu.
Yazmayı sürdür diyen dik çizgi kayboluyor, yeniden geliyor, sürdürüyor devinimini… Tıpkı benim akıp giden düşüncelerimin beyaz – siyah arasında gidip geldiği gibi… “Grilere yer aç”!
Kendime verdiğim sözün arkasında durabilmeyi umuyorum…
Güzelliklerin çok olduğu paylaşımlarda buluşmak umuduyla…
Sevgiyle kalın. Hoşça kalın.