Zaman ve stres yönetimi…
Yazmaya başlarken masa üstündeki notlarıma bir göz atıyorum. Aklımda okuduğum, o an yaşadığım ya da rastlaştığım biri nedeniyle hemen yazma isteği oluşuyor ancak uygun olmayabiliyorum ve hemen sayfa açıp not alıyorum ki yazıya dökebileyim… Hem bana anılarımdan oluşan bir yazı olur, hem de ileride kendim de bunu okuyup yeniden canlandırabilirim. Unutuluyor… Hele ki yaş aldıkça!
Günlerdir aklıma takılan, birkaç kişiyle de paylaştığım bir cümle var…
“Zaman demokratik bir şekilde paylaşılan bir kaynaktır. Hepimizin günde 24 saati, haftada yedi günü vardır.”
Bu yaşıma dek hiç ayrımsamadığım, okuyunca “Ben bunu hiç düşünmedim, aklıma bile gelmedi, gerçekten öyle… Aaaa!” diye beni şaşkınlığa uğratan bir cümle. Her an yetersizliğinden dem vurup, yere çaldığımız ama aslında iyi yönetemediğimizden kendimizin sorumluluk alması gereken “zaman”.
Biliyorsunuz Enstitü İstanbul İsmek online kurslarına katılıyorum. Bu dönem de yedi derse katıldım ki bir tanesi de “Zaman ve Stres Yönetimi”. Derse girdiğimde karşıma çıkan bu cümleyi okuyunca bir duraladım ve üst paragrafta anlattığım duygulanımı yaşadım. Derste ilerlerken kendime notlar aldım tabii.
İlginç gelen başka bir olgu ise “zamanı yerine koyamıyoruz, geri döndüremiyoruz, yenileyip satın da alamıyoruz, sadece tüketebiliyoruz” ama “zamanı yeniden yaşayabiliyoruz”. Aslında bildiğimiz, uyguladığımız ama aklımızda evirip çevirmeden geçiştirdiğimiz bu durumları yazı şeklinde okuduğumuzda ancak anlamlandırabiliyoruz…
Enstitü İstanbul İsmek’ten şu paragrafı olduğu gibi aşağıya alıntılıyorum ki kendimine de yeniden okuma olanağı olsun.
“Zaman kavramı belleğimizde oluşturduğumuz bir kavram olduğu için, aynı zaman dilimini dilediğimiz kez yineleme olanağımız da vardır. Zamanın farklı bir bölümüne geri dönüp neyi yanlış ya da farklı yaptığımızı yeniden değerlendirebiliriz. Zamanın belli bir noktasında ne düşünüp ne hissettiğimizi yaşam boyu anımsayabiliriz. Zamanın belli bir biçimde neleri değiştirdiğini üzerinden ancak zaman geçtikten sonra fark edebiliriz. Zamanda ileri gidip olasılıkları görebilmek de olasıdır. Böylelikle riskleri, olumsuzlukları da önceden görüp önlem alabiliriz. İçinde olduğumuz anı, bugünü en iyi en doğru şekilde değerlendirebiliyorsak, en doğrusunu yapıyoruz demektir. Geçmişin üzüntülerini duymanın, gelecek endişesi ile hayatı zehir etmenin anlamı yoktur.”
Bizler ara ara geçmişte yaşananlara takılıp, geri dönüşler yaşayıp kendimizi üzmüyor muyuz? Ben yapabiliyorum ve psikolojik olarak da bu duygulanımlarla kendimi aşağıya çekebiliyorum… Sonrasında toparlanıyor olsam da o zaman zarfında, üzüntümü yeniden yaşıyorum. İşte bu noktada;
“Geçmişin üzüntülerini duymanın, gelecek endişesi ile hayatı zehir etmenin anlamı yoktur.”
cümlesini kendimi yinelememe de olanak verecek bir yazı, kanıtlı olarak burada duracak.
Zamanı yönetmenin çeşitli yöntemleri var kuşkusuz. Burada önemli olan öncelikleri iyi belirlememiz oluyor. Ortamın uygunluğunu sağlayıp, öncelikli olmayan işlere zaman harcamadan uygulama aşamasına geçmemiz gerekiyor… Ertelemeden.
İş hayatı, arkadaşlık ilişkileri, evlilik birlikteliği her biri ayrı yönetilmesi gereken durumlar. Kişi kendini geliştirdiği sürece daha kolay başa çıkabilecektir kuşkusuz. İşte burada da stres yönetimi devreye giriyor. Kendimizle bile çelişkiye düştüğümüz durumlar olmuyor mu? Kaldı ki her kişinin kendine özgü olduğu düşünülürse; saydığım her ilişkide kişilik, bakış açısı, huy, yetiştirilme biçimi, karakter ve adına her ne derseniz deyin mutlaka bir ayrım olacaktır. Peki bununla nasıl başa çıkacağız?
Strese neden olan faktörlere “stresör” denildiğini de yeni öğrendim… Öğrenmenin yaşı yok. İç denetimimiz kesinlikle olmalı ki bu da güven duygusundan geliyor. Kendimize her zaman güveneceğiz, başkalarından etkilenme olaylarına girişmeyeceğiz. Kişilik özelliklerimiz çok farklılık gösteriyor, bu nedenle herkesin stresle başa çıkma yöntemleri de farklılık gösterecektir. Burada dikkat etmemiz gereken, bedenimize ve psikolojimize zarar vermeden bir yöntem geliştiriyor olabilmemiz. Geniş çaplı bir bakış açısına sahip olarak, olasılıkları analiz ederek, en doğru yöntemi bulabilmemiz gerekiyor. En önemlisi de sâkin kalabilmek doğal olarak.
Stresin beden, psikolojik etkileri saymakla bitmez ve de eğer önlem almazsa, kişinin çevreye verdiği zararları da görebiliyoruz.… Kesinlikle kendimiz için bir yöntem bularak, bu etkileri en aza indirmek sağlığımız açısından ne denli önemli.
Zaman yönetimi gerekli ve önemli ancak stres yönetimi sağlığımız için kesinlikle üzerinde çalışarak başarılabilmesi gereken ilk sırada olmalı. Başa çıkmak ne kadar yorucuysa, bunu daha kolaylaştırmak için meditasyon ve nefes teknikleri öneriliyor. Her ikisini de severek uyguluyorum, hatta gerek olmadığı zamanlarda bile, beni rahatlatıyor.
Tütsü, mum ışığı, hafif müzik, kitap okumak, hobilerimle uğraşmak gibi Dünya kaosundan uzaklaşma yöntemlerim var benim de. Hatta şekildeki gibi yazarak da bir şekilde içimdekileri deşarj etme tekniğim de… 😀
“Zaman ve Stres Yönetimi” adı nedeniyle ilgimi çekmiş, yaşadığımız dönemde yararlı olabileceğine inandığım için seçmiş olduğum bir bölümdü. Okuyunca hoşuma gitti ve ilginç gelenleri, aldığım notlardan bölümleri, kendi yorumumu da katarak siz arkadaşlarımla da paylaşmak istedim.
Kalın sağlıcakla, sevgiyle.